MEME KANSERİ CERRAHİ TEDAVİSİ
12 Haziran 2016
SELİM (KANSER DIŞI- İYİ HUYLU) MEME HASTALIKLARI
12 Haziran 2016

MEME KANSERİ

MEME KANSERİ

Meme, süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşur. Memedeki süt bezleri ve süt kanallarını döşeyen hücrelerin kontrol dışı olarak çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine giderek çoğalmaya devam etmelerine meme kanseri denir.memeh1

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen, öldürücü bir kanser türüdür. Dünyadaher 8-10 kadından birinin   hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanacağı bildirilmektedir. Meme kanseri, yayılmadan önce, erken tespit edilirse, hasta %96 yaşam şansına sahiptir. Tanı yöntemlerindeki hızlı ilerlemelere karşın meme kanseri özellikle 35-55 yaş grubu kadınlar arasında önde gelen ölüm nedeni olmaya devam etmektedir.

Meme kanserine karşı en iyi koruyucu yöntem erken teşhisdir.Erken teşhis edilen meme kanseri hastanın yaşamına önemli etkiler yapmadan başarıyla tedavi edilebilmektedir.

 

Her kadının hayatı boyunca meme kanserine yakalanma riski vardır. Ancak bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanseri daha sık görülür. Bu özelliklere risk faktörleridenir. Bu risk faktörlerini taşıyan kadınların mutlaka meme kanserine yakalanacakları söylenemez. Ancak, bu faktörleri taşıyanların, taşımayanlara oranla  meme kanserine yakalanma olasılıkları biraz daha fazladır. Meme kanserine yakalanan kadınların yarısı, bu risk faktörlerini hiç taşımamaktadır. Bu nedenle, risk faktörlerinin taşımayanlar da  olağan kontrollerini yaptırmalıdırlar.

MEME KANSERİNE YAKALANMA RİSKİNİ ARTTIRAN FAKTÖRLER NELERDİR?

Yaş: İleri yaş önemli bir risk faktörüdür. Yaşı 50’nin  üzerinde olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, yaşı 50’nin  altında olanlardan 4 kat daha fazladır.
Kişisel meme kanseri hikayesi: Daha önce meme kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer memede kansere gelişme olasılığı normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazladır.
Ailede meme kanseri hikayesi: Ailesinde meme kanserine yakalanmış kişiler bulunan  kadınların, meme kanserine yakalanma olasılığı, diğer kadınlara göre daha fazladır.

Memelerde ortaya çıkan belirli değişiklikler: Meme dokusunda “atipik hiperplazi” ve “insitu lobuler karsinom” gibi tanı alan değişikliklerin bulunan kadınlarda meme kanseri riski yükselmektedir.

Genetik: BRCA1 Ve BRCA2 gibi meme kanseri ile ilişkili olduğu gösterilmiş bulunan belirli genlerdeki değişikliklerin kanser oluşumuna yol açtığı bilinmektedir.

Meme dokusu yoğunluğu: Meme kanserinin yağ dokusunda değil lobül ya da kanal yapısında ortaya çıkması nedeniyle, yoğun memelerde kanser riskinin arttığı öne sürülmektedir.

Radyasyon tedavisi: Meme dokusu radyasyona maruz kalan kadınlarda meme kanseri riskinin arttığı saptanmıştır. Bu maruziyet ne kadar erken gerçekleşirse, yaşam boyu meme kanserine yakalanma riski o kadar yükselmektedir.

Daha önce meme biopsisi yapılmış olması: Memede bir kitle nedeni ile biopsi yapılmış ve iyi huylu bir tümör saptanmış olabilir. Bazı kanser olmayan iyi huylu tümörlerin bulunması, kanser gelişme riskini değişik oranlarda artırabilmektedir. Bu, tümörün hücresel yapısına göre değişir.

Fertil çağ süresi: Adet görmeye erken başlayan, menepoza geç giren kadınlarda, daha uzun süre östrojen hormonu etkisi altında kaldıklarından,  meme kanseri gelişme riski artmaktadır.

Doğurganlık hikayesi: İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı 20 yaşından önce doğuranlara göre 2 kat fazladır. Hiç çocuk doğurmayan kadınlarda risk hafif yükselmektedir Kürtaj ya da düşük nedeni ile doğum yapamadan gebeliklerin sonlanmasının meme kanseri riskini artırdığı düşünülmektedir.
Sosyoekonomik seviyenin yüksekliği: Varlıklı, sosyoekonomik düzeyi yüksek olan ailelerin kızlarında, daha iyi beslenmeleri sonucu daha erken gelişip, erken yaşta adet görmeye başlamaları ve de büyüdükleri zaman eğitim ve iş nedeni ile daha geç evlenip, daha geç çocuk sahibi olmaları nedeniyle, meme kanseri görülme oranı daha fazladır.

Östrojen hormonu tedavisi görenler: Menopoz nedeni ile uzun süre östrojen tedavisi ( 10 yıldan fazla) gören kadınlarda, meme kanseri oranı artmaktadır. Fakat, hormon tedavisi almayan kadınlarda da, kalp hastalıklarında ve osteoporoz gibi sorunlarda artış ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, menopoz yakınmalarının azaltılması amacı ile, hekim kontrolu altında östrojen verilmesi önerilebilir.
Doğum kontrol hapı kullanılması: Bu konuda farklı görüşler olmakla birlikte hafif bir risk artışı olduğu ileri sürülmektedir. On yıl önce doğum kontrol hapını bırakmış olan kadınlarda ise, bu risk tamamen ortadan kalkmaktadır.
Alkol kullanılması: Fazla alkol alan kadınlarda, almayan kadınlara göre risk nispeten artmaktadır.
Sigara: Kesin bir etkisi gösterilememesine rağmen, genel sağlığı etkilediğinden dolayı bırakılması önerilmektedir.

Şişmanlık ve yağlı beslenme: Bazı çalışmalarda şişmanlığın, özellikle 50 yaş üzerindeki kadınlarda meme kanserine yakalanma riskini artırdığı gözlenmiştir. Özellikle, doymuş yağların fazla bulunduğu yağlı et gibi yemekler ve yağlı süt ürünlerinin fazla alınmasının bu riski artırdığı ileri sürülmüştür.

Yetersiz fizik aktivite :Özellikle ergenlik döneminde yapılan düzenli fiziksel aktivitenin meme kanseri gelişme riskini azalttığı bilinmektedir.

MEME KANSERİ KALITSAL MIDIR?

Tüm meme kanserlerinin %5-10’u kalıtsaldır. Hücrelerimizdeki genler anne ve babamızdan aldığımız kalıtsal genetik bilgiyi taşırlar. Meme kanserinde bazı genlerin hasarlı olduğu tespit edilmiştir. Bu hasarlı genleri taşıyan meme kanseri hastalarının akrabalarında, meme kanseri ve yumurtalık kanseri gelişme riski daha fazladır. Bazı etnik gruplar için belirlenmiş, meme kanserine yol açtığı tespit edilen meme kanseri genleri bilinmektedir.
RİSK  AZALTILABİLİR Mİ ?
Şişmanlığın azaltmak, alkol alınıyorsa bırakmak, egzersiz yapmak (haftada 4 saat tempolu yürüyüş), sebze ve meyveyi bol tüketmek, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durmak, 30 yaşından önce doğum yapmak, emzirmek ve düzenli doktor muayenesinden geçip, tetkikleri yaptırmak
gibi basit önlemler ile meme kanseri riski % 30-40 oranında azaltılabilmektedir.

MEME  KANSERİ  ÖNLENEBİLİR  Mİ ?
Günümüzde bilinen tek yöntem erken tanıdır. Bu sayede, meme kanserinin getirdiği sorunlar büyük oranda çözülebilmekte ve hastalığın toplumda yaptığı hasar en aza indirilebilmekte, yaşam süresi ve kalitesi önemli ölçüde arttırılabilmektedir.
Erken teşhis için bilinen en iyi ve etkili çözüm, kadınların risk durumlarına göre belirlenmiş olan muayene ve tetkik protokollerinin uygulanmasıdır.

MEME KANSERİ NASIL ERKEN TESPİT EDİLEBİLİR ?


Erken teşhis yöntemleri, taşıdığı risk faktörlerine göre değişir. Bu risk faktörleri arasında yaş oldukça önemlidir. İlerleyen yaş gruplarında meme kanseri riski arttığından,ileri yaş gruplarında erken teşhis için alınması gereken önlemler, daha erken yaş gruplarına göre farklılık gösterir. memeh2Yirmi yaş üzerindeki kadınlar, her ayın belirli bir döneminde kendi kendilerini muayene etmeli ve eğer bir değişiklik tespit ederlerse derhal bir hekime başvurmalı, herhangi bir değişiklik saptamasalar bile, üç yılda bir kez hekim tarafından muayene edilmelidirler.memeh3

Kırk yaşına gelen kadınların, kendi yaptıkları periyodik muayeneye ek olarak her yıl bir kez hekim tarafından muayene edilmeleri gerekir. Ayrıca her yıl veya iki yıl ara ile mamografi çektirmeleri gerekir.
Elli yaşından sonra, kadınlar kendilerinin periyodik muayenelerine ve her yıl bir defa hekim muayenesine devam etmeli ve her yıl mamografi çektirmeliler.

memeh4

Memede saptanan her kitle kanser değildir. Memede bir kitle tespit edilince bunun kanser mi, yoksa başka bir hastalık mı olduğunun  araştırılması için muayene ve  ileri tetkikler yapılması için hekime başvurulmalıdır.


MUAYENE SIRASINDA FARK EDİLEBİLECEK DEĞİŞİKLİKLER NELERDİR?

Memede iki haftadan uzun süre ele gelen sertlik veya kitle,
Meme derisinde kalınlaşma, şişme, renk değişikliği,
Meme başında kalınlaşma, kızarıklık veya iyileşmeyen yara olması,
Memede veya meme başında içeri doğru çekinti olması,
Memenin şeklinde değişiklik,
Meme başlarının pozisyonlarında değişiklik,
Meme başında ortaya çıkan akıntı,

Memede kitle olmamasına rağmen koltukaltında ya da boyunda bir beze oluşması.
Memede saptanan her kitle kanser değildir. Memede bir kitle tespit edilince bunun kanser mi, yoksa başka bir hastalık mı olduğunun  araştırılması için muayene ve  ileri tetkikler yapılması için hekime başvurulmalıdır.

memeh5

MEME KANSERİ  TARAMASI NASIL YAPILIR ?

Tarama programlarındaki önemli bir yöntem düzenli “tarama mamografi “leridir. Bu yöntem ile, toplumda belirli bir yaşın üstündeki tüm kadınların belli peryotlarda meme filmi çekilerek, meme kanseri erken safhada yakalanmaya çalışılır.  Hekim tarafından gerçekleştirilen meme muayeneleri de yararlıdır. Kendi kendine meme muayenesinin de, etkinliği diğerleri kadar yüksek olmamakla birlikte bazı durumlarda kanserin erken dönemde yakalanmasında katkısı olmaktadır.

 

Kadınlar risk faktörleri konusunu hekimleri ile görüşmeli, kendileri için uygun bir izlem ve tarama programının oluşturulmasını sağlamalıdır. Meme kanseri tarama programlarının meme kanserinden ölümleri azalttığı gösterilmiştir. Kadınların bu konuda etkin bir tutum almaları, tarama programlarına katılmaları yararlı olmaktadır.

memeh6

MEME KANSERİ TANI YÖNTEMLERİ:


Hekim muayenesi:
Meme kanserinin tanısında hastadan alınan tıbbi öykünün ve yapılan fizik muayenenin önemi büyüktür. Genel muayene yöntemlerinin dışında bazı ek yöntemler de kullanılmaktadır.

Mamografi: Mamografi X-ışınları kullanılarak uygulanan bir yöntemdir. Memedeki düzensizlikler, kitleler ve kalsiyum birikintileri gibi konularda önemli bulgular sağlar. Mamografi 50-69 yaş arasındaki kadınların meme kanserinden ölüm riskini % 20-35, 40-49 yaş arasındaki kadınların % 20 oranında azaltmaktadır. Bu açıdan meme kanserinin erken tanısında tavsiye edilmektedir.

Ultrasonografi: Bir kitlenin sıvı dolu bir kist mi yoksa tümüyle katı dokudan oluşan bir kitle mi olduğu kararı verilirken yararlı olmaktadır. Genellikle mamografi yöntemi ile birlikte kullanılmaktadır.

Meme MRI: Mamografi ve USG  ile karar verilemeyen bazı durumlarda bu yöntem kullanılabilmektedir.

Biyopsi: Meme dokusunda kanserli hücreler olup olmadığının saptanabilmesi için, şüpheli bölgeden sıvı ya da doku örneklerinin alınmasıdır. Duruma göre ince ve kalın iğne biopsileri ile cerrahi biopsi yapılarak elde edilen doku örnekleri patoloji laboratuvarında değerlendirilir.

MAMOGRAFİ NE ZAMAN ÇEKTİRİLİR ?
Memelerin en az hassas olduğu zamanda mamografi çekilmesi, özellikle memeleri hassas kadınlara önerilmektedir. Adet bitimini takip eden hafta, memelerin hassasiyetinin ve şişliğin en az olduğu zamandır. Bu sebeplerden dolayı herhangi özel bir durum olmadıkça, mamografi çekiminin, adetin bitimini takip eden haftada yapılması önerilmektedir.

MEME KANSERİ NASIL TEDAVİ EDİLİR ?
Son yıllarda bu konuda oldukça önemli gelişmeler olmuş ve bir çok tedavi olanağı ortaya çıkmıştır. Bu olanaklar, önemli ölçüde, hastalığın saptandığı safhaya göre değişir. Hastalık ne kadar erken safhada saptanırsa tedavi olanağı ve seçeneği o kadar fazladır.

Meme kanseri tedavisinin duruma göre meme bölgesine odaklı (lokal) ya da tüm beden sistemlerini ilgilendiren (sistemik) biçimde yapılması gerekir. Bazı hastalarda her iki yöntem de kullanılmaktadır.

Lokal tedavide meme kanserine özgü alan üzerinde tedavi uygulanır. Lokal olarak uygulanan tedavi yöntemleri cerrahi ve radyasyon tedavisidir. Bu yöntemler meme dokusundaki kanserin ortadan kaldırılması için kullanılmaktadır. Meme kanserinin bedenin diğer bölümlerine yaygınlaştığı durumlarda lokal tedavi bu kez kemik, akciğer gibi yayılım (metastaz) olan bölgedeki kanserin tedavisinde kullanılmaktadır.

Sistemik tedaviler ile tüm beden üzerinde kanser mücadelesi yapılmaktadır. Kemoterapi, hormonal tedavi ve biyolojik tedavi gibi yöntemler buna örnektir. Bazen sistemik tedavi uygulamaları, tümörün küçültülebilmesi için lokal tedaviden önce tercih edilir.

Günümüzde meme kanserinin tedavisinde, cerrahi girişimin birkaç farklı uygulaması vardır. Bu uygulamalar temel olarak, memenin bir kısmının korunmasına yönelik olanlar ve memenin tümünün çıkartılmasına yönelik olanlar olarak iki ana gruba ayrılmaktadır. Bunlara ek olarak da, alınan memenin yerine, plastik cerrahi teknikler ile yeniden meme rekonstrüksiyonuyapılması ameliyatları vardır.
ERKEKLERDE DE MEME KANSERİ GÖRÜLÜR MÜ ?
Kadınlara kıyasla daha az görülmekle birlikte, erkeklerde de meme kanseri görülebilir. Her 100 meme kanserinden birisi erkeklerde görülür. Bu nedenle erkeklerin de bu konuda duyarlı olmaları gereklidir.

Op.Dr.Semra Polat

Genel Cerrahi Uzmanı

semrapolat
Genel Cerrahi Uzmanı 1993 İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1993-1997 Karabük ve Çınarcık Sağlık Ocaklarında pratisyen hekim 1997 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında ihtisas 2003 yılında Genel Cerrahi Uzmanı 2003-2015 Üsküdar Özel Yunus Emre Hastanesinde Genel Cerrahi Uzmanı 3 Ağustos 2015'ten itibaren özel muayenehanesinde hizmet vermektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir